Ukrayna Savaşı: 2025’te savaşın sonu nasıl gelebilir?

“`html

Ukrayna Savaşında Son Durum: Putin’den Önemli Açıklamalar

19 Aralık’ta gerçekleşen yıl sonu basın toplantısında, Rus lider Vladimir Putin “Durum oldukça değişti. Cephe hattında her gün bir hareketlilik var,” dedi.

Ukrayna’nın doğusunda, Rusya’nın askeri gücü, Donbas bölgesinde hızla ilerliyor ve birçok şehir ile kasabanın çevresini sarıyor.

Bazı siviller, savaşın etkilerinden kaçmak için evlerini terk ederken, diğerleri etraflarında patlayan top mermilerinin sesini dinleyerek, taşıyabilecekleri eşyalarını toparlıyor ve toplu taşıma ile batıya doğru yola çıkmayı bekliyor.

Kiev, güçlü komşusuna karşı yürütülen etkileyici asimetrik saldırılara rağmen, Rusya’nın Şubat 2022’de başlattığı kapsamlı işgali boyunca şimdiye kadar en hızlı toprak kazanımını elde ediyor gibi görünüyor.

İşgalin üçüncü yılının sonlarına yaklaşırken, bu savaşın şu ana kadar bir milyon insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olduğu tahmin ediliyor ve Ukrayna savaşın kontrolünü kaybediyor gibi bir izlenim oluşturuyor.

Öte yandan, Washington’da eski başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’ı yeniden kazanma ihtimali gündemde. Kendisi, savaşın son bulacağı 2025 yılına işaret eden açıklamalarla dikkat çekti.

‘Müzakereler Hakkında Söylenenler Boş İddialar’

Trump’ın ilk 24 saat içinde savaşı sona erdireceği vaadi abartılı bir iddia olarak değerlendiriliyor. Savaş ve Amerika’nın maliyetli müdahalelerine yönelik genel rahatsızlık, Trump’ın söylemlerinde kendini gösteriyor.

Trump, son zamanlardaki bir söyleşisinde “Cephede yatan genç ölü askerlerin sayısı oldukça üzücü. Olanlar tam anlamıyla bir çılgınlık,” ifadelerini kullandı.

Ancak Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan Michael Kofman, Trump’ın göreve gelmesinin ardında iki büyük sorun bulunacağını belirtiyor: “Bir yanda durumu istikrara kavuşturmak için kısıtlı zaman, diğer yanda ise başarı teorisi olmadan bir savaşın mirasını devralacaklar.”

Trump, müzakere konusuna dair olan düşüncelerini çeşitli platformlarda paylaştı. Time dergisine verdiği röportajda, Biden yönetiminin uzun menzilli Amerikan füzeleriyle hedeflere saldırmasına karşı olduğunu ifade etti.

8 Aralık’ta NBC News’a verdiği mülakatta, “Ukrayna daha fazla yardıma hazırlanmalı,” dedi. Ancak Trump, “Eğer geri çekilirseniz, bir anlaşmaya varamazsınız,” diyerek belirsizliğe işaret etti.

Fakat Trump’ın niyetleri konusunda net bir çizgi bulunmuyor. Ukraynalı yetkililer, Trump’ın gelişinin barış görüşmelerinin hemen başlayacağına dair yorumları ise reddediyor.

Zelenski’nin danışmanlarından Mihaylo Podolyak, “Müzakere söylemleri bir yanılsama,” diyerek açıklık getirdi. “Russia, savaş için yeterli bir bedel ödemediği sürece müzakere süreci başlayamaz.”

Zelenskiy’nin Stratejik Hamleleri

Buna karşın, Rus güçleri doğuda ilerlemeye devam ederken, Ukrayna’nın lideri Zelenskiy, Trump’la işbirliği yapma potansiyelini değerlendiriyor. Zelenskiy, Trump’ın seçim zaferini hızla kutlayarak, üst düzey yetkililerini Trump’ın ekibiyle görüşmeye yolladı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron sayesinde, Notre Dame Katedrali’nin yeniden açılışında Trump ile görüşme fırsatı buldu.

ABD Dış İlişkiler Konseyi’nden eski Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, Zelenskiy’nin stratejisinin oldukça akıllıca olduğuna dikkat çekti. “Başkan Trump ile iletişim kurma yönünde istekli” olduğunu ifade etti.

Kiev yönetimi, Kremlin’in benzer jestlerine rağmen bir adım önde durmak istiyor. Chatham House’daki Ukrayna Forumu’nun yöneticisi Orisia Lutseviç, “Trump’ın ne yapacağı belirsiz, bu nedenle Ukraynalılar, kendilerine uygun fikirler sunmaya çalışıyor,” yorumunu yaptı.

Zafer Planı ve Gelecek Senaryoları

ABD seçimlerinden önce, Zelenskiy’nin Trump gibi pragmatik bir liderle ilişki kurma yollarını aradığına dair işaretler ortaya çıktı.

Ekim ayında Zelenskiy, “Zafer Planı” kapsamında Rusya sonrası Avrupa’daki Amerikan güçlerinin yerini savaş tecrübesine sahip Ukrayna birliklerinin alabileceğini açıkladı. Ayrıca, ülkesinin doğal kaynakları hakkında uluslararası yatırımlar gerçekleştirme önerisinde bulundu.

Zelenskiy, bu stratejik kaynakların “ya Rusya’yı ya da Ukrayna’yı güçlendireceğini” vurguladı. Ancak NATO üyeliği ve nükleer caydırıcılık konusundaki talepleri, Kiev’in müttefikleri arasında sıcak bir karşılık bulamadı.

Ukrayna’yı tehdit eden Rusya’ya karşı varlığını sürdürebilmek için NATO üyeliği kesin bir gereklilik. Ancak bu talep, Rusya’nın kapsamlı işgali öncesinden itibaren tartışmalı bir mesele haline geldi.

Zelenskiy, yalnızca Kiev’in kontrolündeki topraklara yönelik bir davet yapılması durumunda bile, bunun uluslararası alanda tanınan sınırları kapsaması gerektiğini belirtti.

Zelenskiy, Kasım ayında Sky News’e verdiği mülakatta, bu tür bir davetin savaşın sona ermesine ve diplomatik sürecin başlamasına imkan sağlayabileceğini belirtti; fakat henüz böyle bir davet almadıklarının altını çizdi.

Kiev’in Değişken Pozisyonu

Peki, NATO üyeliği gerçekleşmezse ne olacak? Trump’ın liderliğinde barış görüşmeleri olasılıkları artacak ve Ukrayna cephede toprak kaybederken, uluslararası tartışmalar Kiev’in dengesiz durumunu düzeltecek.

Zelenskiy’nin danışmanı Andriy Yermak, “Güçlü hukuki ve fiili garantiler almak kritik,” açıklamasında bulundu. Önceki deneyimlerin güvenlik garantilerinin etkisiz kaldığını vurgulayarak, müdahale için güçlü bir yapı olmadığını belirtti.

Orisia Mütseviç, Zelenskiy’nin yalnızca bir ateşkes anlaşmasının yeterli olmadığını, askeri koruma için ek önlemler alınması gerektiğini ifade etti.

Avrupa siyaset forumlarındaki uzmanlar, kıtanın bu sorumluluğu nasıl üstleneceğine dair çözüm önerilerini değerlendiriyor. Macron’un önerdiği barış gücü veya başka ülkelerden asker kaynaklarını kullanma fikri gündemde.

Michael Kofman ise, “ABD’nin olmadığı güvenlik garantilerinin geçerliliği kalmaz,” şeklinde konuya şüpheyle yaklaşıyor. Bu durum, Kiev’de de destek buluyor.

Podolyak, “Alternatifimiz yok,” derken, 1994 Budapeşte Anlaşmaları’nın veya önceki Minsk anlaşmalarının güvenli bir teminat sunmadığını vurguladı.

İngiltere, Biden ve Batı’nın Stratejileri

Ukrayna için uzun vadeli bir çözüm yokken, müttefikler ülkenin savunmasını güçlendirmek için çalışmalarını sürdürüyor.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’nın enerji altyapısını korumak için “her türlü” çözümü araştırmaya devam ettiklerini açıkladı.

İngiltere Savunma Bakanı John Healey, Ukrayna’ya eğitim vermek üzere İngiliz askerlerinin gönderilebileceğini duyurdu. Biden yönetimi ise, görev süresi dolmadan Ukrayna’ya askeri yardımı arttırma niyetinde.

Trump’ın yeniden başkanlık ihtimaliyle birlikte, Ukrayna’ya olan askeri yardımlarda değişiklik yapılabilecek. Bununla birlikte, NATO üyelerinin savunma harcamalarını artırmalarını isteyeceği belirtiliyor.

Ukrayna’nın müttefikleri, Rusya’nın savaş tırmanışını engellemek için Moskova’ya yaptırımları sıkılaştırmaya devam ediyor. Ancak bazı kaygılar, bu yaptırımların Kremlin üzerindeki etkisinin yetersiz kalabileceği yönünde.

Putin, yıl sonu toplantısında yaptırımların etkisini kabul etmesine rağmen, bunun ‘çok önemli’ olmadığını söyledi. Rus ordusunun cephede kayıpları, Batılı analistlere göre, günde yaklaşık 1500 askerin hayatını kaybetmesine neden oluyor; ancak bu durum henüz Putin’i müzakere masasına itmeye yeterli olmuyor.

Bu aşamada, Ukrayna’nın ne kadar daha fazla toprak kaybetmesi ve kaç insanın hayatını kaybetmesi gerektiği merak ediliyor.

“`

Related Posts

11A’daki 2. mucize

Hindistan’ın Ahmedabad kentinde düşen uçaktaki 242 kişiden sadece 11A’daki yolcunun sağ kurtulduğu kazada bir mucize daha yaşandı. Owen Jackson adlı İngiliz yolcunun aynı koltuğa rezarvasyon yaptırdığı, iş yoğunluğu nedeniyle  bileti iki gün sonraya aldığı öğrenildi.

İsrailliler deniz yoluyla Kıbrıs’a kaçıyor: Binlerce dolar ödeyip Rumlara sığınmaya çalışıyorlar

İsrail’in İran saldırısının ardından birçok Orta Doğu ülkesinin hava sahasını kapatması nedeniyle Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir kez daha kaçış noktası haline geldi. İran’ın misilleme saldırıları sonrası panikleyen İsrailliler, binlerce dolar ödeyerek deniz yoluyla Rumlara sığınmaya çalışıyor.

İsrail İran Devlet Televizyonu’nu vurdu! Haber spikerinin korku dolu anları kameralara yansıdı

İsrail, İran Devlet Televizyonu’nu vurdu. Reuters’in geçtiği habere göre, İsrail Ordusu İran Devlet Televizyonuna saldırdı. Saldırının gerçekleştiği anlarda canlı yayında olan kanalda o anlar kamerelara yansıdı. Erdoğan’dan İran-İsrail açıklaması …

İşkenceci Suriyeli doktora Almanya’da müebbet hapis

İşkenceci Suriyeli doktora Almanya’da müebbet hapis

Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin yeni başkanı belli oldu

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in vefatının ardından meclis içinde yapılacak seçimle yeni belediye başkanı seçildi.

“Mossad unsurları Türkiye’ye sızabilir” iddiası yalanlandı

“Mossad unsurları Türkiye’ye sızabilir” iddiası yalanlandı