Uzmanlar uyardı: Depresyon hamilelerde fetüs gelişimini etkiliyor

Gebelikte Depresyon Psikoterapi Yönetimiyle Atlatılıyor

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı birimi tarafından yapılan çalışma, gebelerin yaşadıkları depresyonu psikoterapi yönetimiyle atlatmaları sağlanarak fetüs gelişiminin olumsuz etkilenmesinin önüne geçiyor. AA’nın haberine göre; Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi (KLP) Birimi, 9 ay önce Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı işbirliğinde belirtileri hamilelikte de görülen yorgunluk, uyku problemleri, kaygı, endişe gibi durumlarla benzeyen depresyonun tedavisi için çalışma başlattı. Tedavi edilmediği takdirde fetüsün gelişimini ilaç kullanımı kadar olumsuz etkileyen depresyonun tedavisi için psikoterapi, bilişsel davranış tedavisi ve kişiler arası ilişkiler terapisi uygulanıyor.

‘Gebelerin Yüzde 10’u Depresyon Geçiriyor’

KOÜ Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aslıhan Polat, öneledikleri kadın ruh sağlığının dünyada pandemi sonrası değişen yaşam tarzıyla beraber ön plana çıktığını söyledi. Gebeliğin kadının hayatındaki en önemli dönemlerden birisi olduğunu vurgulayan Polat, tüm gebelerin yüzde 10’unun bu dönemde depresyonla hayat geçirmek durumunda kaldığını anlattı. Polat, gebelik sırasındaki tanının doğru koyulması gerektiğine işaret ederek, “Gebelerle ilgili en önemli şey sadece annenin sağlığı değil, bebeğin sağlığını da aynı şekilde göz önüne almamızın gerekmesi. Burada hem anne hem de gelişmekte olan fetüs bebekle çalışıyoruz. Gebelik sırasında ilaç kullanmanın çok doğru olmadığı elbette doğru. Gebelikte kullanılan ilaçlar mutlaka bebeğe geçiyor, zarar verebiliyor ama depresyonun kendisi de zaten en az ilaçlar kadar hatta birçok ilaca göre daha da fazla fetüsün gelişimine zarar verebiliyor. Hem gelişme geriliğine hem erken doğuma hem düşük doğum ağırlığı ortaya çıkmasına sebep olabiliyor.” diye konuştu.

‘Depresyon Anneyle Bebeğin Bağlanmasını Etkiliyor’

KLP Birimi Sorumlusu Prof. Dr. Elif Tatlıdil, gebe depresyonunun oldukça yaygın görüldüğünü ancak gebelikteki etkilerle karıştırıldığı için atlanabildiğini, bu süreçte yaşanabilen fiziksel güçlükler, yorgunluk, isteksizlik, bulantı gibi sıkıntıların yer yer depresyon belirtileriyle örtüşebildiğini anlattı. Tatlıdil, depresyon durumunda kişinin kendisine gösterdiği özenin azaldığını, uyku düzeninin bozulduğunu, evde ve çalışma ortamında kendisine güveninin azaldığını ve hayata karamsar baktığını aktardı.

Gebeliğin doğası gereği mümkün olduğunca ilaç tedavilerini geri planda düşünmeye çalıştıklarına dikkati çeken Tatlıdil, şöyle devam etti: “Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında ilaç vermekten kaçınmaya çalışıyoruz. Burada önceliğimiz annenin sağlığını koruyacak şekilde oluyor. Sık takiplerle psikoterapiyle devam ediyoruz. Bilişsel davranış tedavisi ve kişiler arası ilişkiler terapisini temel alarak sık görüşmelerle, birçok zaman haftalık görüşmelerle öncelikle 3 ayı, sonra da gebeliği devam ettiriyoruz. Özellikle ikinci 3 aydan itibaren ilaç tedavilerinde zorunlu kaldığımız durumlarda, gebemizin sağlık durumu gerektiriyorsa kullanabiliyoruz ama onda da tabii ki uygun ilaçları tercih ediyoruz. Önceliğimiz psikoterapi, gerekirse ilaç tedavisi ekliyoruz.”

‘Psikoterapi İle Bakış Açım Değişti’

Terapiye katılan 33 haftalık gebe Ayşenur Çağla Öz, depresyon belirtileri dolayısıyla doktorunun yönlendirmesiyle KLP birimine başvurduğunu söyledi. Artık yalnız olmadığını bildiğini dile getiren Öz, herkesin kendisi gibi bu durumu yaşayabileceğini düşündüğünü ifade etti. Öz, aldığı psikoterapi sayesinde yetersiz olmadığını fark ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Olumlu şeyler de yaptığımı fakat bunu görmekte zorlandığımı fark ettim. Bebekle ilgili olan hazırlıklarımın eksiksiz yapılmış olması, kontrollerime düzenli gidiyor olabilmem aslında güzel şeylermiş. Kendimi kötü hissettiğim için bunları göremiyordum. Bakış açım değişti. Artık anne olmaya kendimi daha hazır hissediyorum.”

(ANADOLU AJANSI)

Related Posts

Sağlık Bakanlığı, şikâyetler artınca istifasını istedi: Hastane personeli, başhekimin ardından helva dağıttı!

Sağlık Bakanlığı, şikâyetler artınca istifasını istedi: Hastane personeli, başhekimin ardından helva dağıttı!

Özel Gereksinimli Bireyler İçin İlk Eğitim Tamamlandı

Özel gereksinimli bireyler için düzenlenen eğitim başarıyla tamamlandı. İzmir’de gerçekleşen eğitim üç gün sürdü. 

Her yaşta görülebiliyor: Aniden çift görmeye başlamak neyin işareti?

Her yaşta görülebiliyor: Aniden çift görmeye başlamak neyin işareti?

Bahar aylarında KKKA tehlikesi: Uzmanlardan kene yarısı

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Çetin, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını bulaştıran kenelerin mayıs ve ağustos arasında daha aktif olduğunu belirterek uyarılarda bulundu.

Yumurtalık kanseri sinsice ilerliyor! İhmale gelmez 9 önemli belirtisi var

Sinsice ilerlediğinden genellikle tanısı ileri evrede konulan yumurtalık kanserinin görülme sıklığı son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Yumurtalık kanserinin her yaşta görülebildiğini, ancak günümüzde gençlerde de sık rastlandığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, ihmale gelmez bazı belirtileri sıraladı.

Baharda ortaya çıkan 1 numaralı cilt bakım hatası! DNA bile bozuluyor

Yaz gelmeden önce cildinizi yaza hazırlamak ve henüz güneşlenmeden önce hafif bir bronzluk elde etmek isteyebilirsiniz. Herkes güneşe maruz kalmaya yavaş yavaş alışmanın cildi ani yanıklardan kurtarabileceğini düşünse de bu aslında büyük bir yanılgıdır. Güneşlenme mevsimi gelmeden çeşitli yöntemlerle elde edilmiş bronzluğun güneş yanığına karşı koruma sağladığı fikri bir efsaneden başka bir şey değil. Baharda ortaya çıkan ve hemen hemen herkesin yaptığı cilt bakım hatası!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir